14 Aralık 2014 Pazar

Türk Kahvesi Neden Ezik

Bir kahve sever olarak, Türk kahvesine ve kahve kültürümüze yaptığımız ihanet beni üzüyor. Benim kahve severliğim Türk kahvesinden ileri gelmiyor. Bir filtre kahve her zaman daha makbuldür benim için. Ancak bu memleketin insanları için Türk kahvesi kültürün ayrılmaz bir parçası. Her şeyden önce kahve, Avrupa’ya, oradan da Amerika’ya bu topraklardan yayılmış bir içecek. Dolayısıyla dünya kahve piyasasında söz sahibi olamayışımız ancak beceriksizlikle açıklanabilir.

Türk kahvesinin farkı pişirme yönteminden kaynaklanır. Farklı bir malzeme kullanılmaz, kahve çekirdekleri iyice dövülüp toz haline geldikten sonra telvesi içinde kalacak şekilde pişirilir. Tadındaki acılık da bundan kaynaklanmaktadır. Bir gastronomi dergisi olan Food in Life’da Cihangir’de açılan Kronotkop isimli gurme kahve merkezinin (kendilerini “speciality coffee” akımının temsilcisi olarak görüyorlar) kurucularıyla gerçekleştirilmiş röportajı okudum. 2013 Dünya cezve&ibrik şampiyonu olan Turgay Yıldızlı Kronotkop için çalışmaya başlamış. Kendisinin Türk kahvesine dair söyledikleri çok ilginç. Yıldızlı özetle şöyle diyor: Türkiye’de maalesef en kalitesiz kahveler Türk kahvesi yapımında kullanılıyor. Telveden kaynaklanan bir acılık olması normal ancak iyi kalite çekirdekler ve daha özenli pişirme teknikleriyle bu acılık minimuma indirilebilir.

Kronotkop elbette çok niş bir hedef kitleye ulaşabilir. Benim derdim neden birinin çıkıp da “ben Türk kahvesi’nin en iyi formülünü bulacağım ve tüm dünyaya pazarlayacağım” diyememesi. Elin İtalyan’ı espresso’suyla bunu başarıyor. Şahsen iyi yapılmış bir Türk kahvesinin espresso kadar dünyada şansının olduğunu düşünüyorum.

Kurukahveci Mehmet Efendi örneğin bu işe talip olacak potansiyele sahip. Ya da daha modern ve enerjik bir marka olması dolayısıyla Kahve Dünyası. Böyle bir hamleyi gerçekleştirmeden iki markanın da yurtdışındaki yatırımları tüm iyi niyetlerine rağmen istenen başarıya ulaşamayacaktır.

Kahve Dünyası demişken, isimlerini taklit edeceğim diye artık saçmalama noktasına varan işletmelerin farkındalardır herhalde. Kahve Diyarı, Kahve Durağı, Kahve Rüyası, Kahve Ateşi, Kahve Vadisi, Kahve Bahçesi benim şu an aklıma gelenler. Eminim daha pek çok örneği vardır. İnsanı kahveden soğutuyorlar. Demem o ki, kahvemize sahip çıkalım. Onu mükemmelleştirip, dünyaya pazarlayalım. Sonra bir gün Starbucks’un New York 5.caddedeki şubesinin menüsünde “Greek coffee” görürsek dövünmeyelim!