23 Ağustos 2013 Cuma

Sıradışı Bir Kamu Spotu


         Doğru bir fikir, iyi bir cast seçimi, güzel renkler, az da olsa sinematografik çekim teknikleri... Bunlar iyi bir reklamın olmazsa olmazları. Ama aynı zamanda şimdiye kadar hemen hemen hiç bir kamu spotunda göremediğimiz türden özellikler.  RTÜK tarafından, TV kanallarına ücretsiz yayınlanması için dikte ettirilen kamu spotları yıllardır yanlış ellerde çok fırsat kaçırdı. Dünyada pek çok başarılı örnek varken güzel ülkem başarısız örnekler sergilemek konusunda hep ısrar etti. Özellikle sigara bıraktırma amacıyla çekilmiş reklamlar mide bulantısı yaratmaktan öteye pek gidemedi.

         Yukarıdaki analizi yaptıktan sonra yazıyı yazma sebebime gelebilirim. Son haftalarda TV’de hiç alışık olmadığımız türden bir kamu spotu dönüyor. Anne babası olmayan çocukların, destekçilerin bağışlarıyla okutulduğu Darüşşafaka’nın 150. Yılı dolayısıyla çekilmiş olan bu reklam, bence Türkiye’de şimdiye kadar yapılmış (en azından benim izlediklerim içinde) en başarılı kamu spotu olma özelliğini taşıyor. Kamu spotlarının o bildik kasvetli, sıkıcı ve monoton havası yok reklamda. Aslında acıklı bir konusu olmasına rağmen, stratejik olarak neşe ve umut aşılanmaya çalışılmış. Ajitasyondan tamamen kaçılmış. Başroldeki küçük kız çocuğunun gülen gözleri ömre bedel. Yan karakterler de hiç fena değil. Bir kamu spotunda görmeye alışkın olmadığımız türden çekim açıları ve Pinhani’nin reklamın ruhuna oldukça uyan ‘İstanbul’da Kimim Var’ şarkısı... Sıradan bir reklam için oldukça normal olabilecek bu özellikleri bir kamu spotunda görünce şaşırıyoruz tabi ki.


         Ümit edelim ki, benzerlerinden farklılaşan bu kamu spotu bir milat olsun. Artık ortalama bir reklamın sahip olması gereken  özellikler her kamu spotunda görülsün. Çok ulvi amaçlara hizmet eden bu reklamlara en azından bir deterjan reklamı kadar özen gösterilsin. 




5 Ağustos 2013 Pazartesi

Zirvedeki Yalnızlığın Yarattığı Şımarıklık: Uludağ Limonata


         Yıllar önce, “ev yapımı tadında” limonatayı şişeleyip raflara koyan Uludağ, yakaladığı pazarlama başarısıyla ne kadar övünse azdır. Ardından gelen Doğanay, Cappy, Aroma, Chat, Dimes, Ersu, Pınar, Tamek, Ülker ve Netto gibi markalara öncü oldular ve pazar liderliğini bırakmadılar. Jenerik marka olamadılar belki ama limonata denince akla ilk gelen marka olmayı hep başardılar.

         Son reklam kampanyalarını gördükten sonra markanın içine düştüğü durumu zirvedeki yalnızlığın yarattığı şımarıklık olarak özetleyebiliriz. 15’er saniyelik spotlardan oluşan reklam serisinde her yemeğin yanında Uludağ limonata içebileceğimiz mesajı veriliyor. Her yemeğin yanında dedim diye abarttığımı düşünmeyin. Gerçekten her yemeğin yanında! Kebabın, mangalın, hamsinin, dönerin, ciğerin, börülcenin vs. Konumlandırmalarına öyle güveniyorlar ki sloganlarını da “Her bi’şeyin yanında” olarak belirlemişler.

         Limonata, düğün pastasının yanında süper gider. Kek ve kurabiyenin yanında enfes olur. Yaz sıcağında serinlemek için birebirdir. Ürünün kullanım alanı apaçık belliyken markaya inanılmaz bir özgüven gelmiş. Sıfırdan bir konumlandırma yaratmak istemişler. Ama olmamış. En basitinden bir tüketici olarak söylüyorum bunu. Geçenlerde market dolabında Uludağ Limonata görünce yüzümün ekşidiğini farkettim. Sebebi işte bu yeni konumlandırma. Ciğer ve limonata, börülce ve limonata, döner ve limonata… Hayali bile hoş değil sanki. Bende mi bir abukluk var acaba diye çevremde de ufak çaplı bir araştırma yaptım. Herkesin yüzü ekşiyor. Koskoca marka; hiç mi tadım testi yapmamış, hiç mi focus grup yapmamış anlamak mümkün değil.


         Yıllar önce Sütaş, ayranı yeniden konumlandırmaya çalışmıştı. Buna göre, sadece yemeklerin yanında içilen bir içecek olarak bilinen ayranı sade olarak özellikle yaz sıcaklarında tüketmeleri için tüketici teşvik edildi. Bu bence bir miktar mantıklı bir konumlandırmaydı. Fakat pek başarılı oldu diyemeyiz. Uludağ Limonata o kadar bile başarılı olamayacak. Fakat başarılı olmaması markanın pazar payını da düşürmeyecek. Pazarda her şey eski tas eski hamam olacak. Olan çarçur edilen reklam bütçesine olacak. Tek kazanan reklam ajansı olacak. Bence…