Michael Chricton’un The Lost World (Kayıp Dünya) romanından
alınma bir paragrafı paylaşmak istiyorum.
Romanda Malcolm adlı karakter siberalem aleyhine ateşli ve
karamsar bir konuşma yapar ve herkesin birbirine bağlı olduğu bir dünyanın
yaratıcılığın, inovasyonun ve evrimin sonunu getireceğine dikkat çeker.
"Tüm dünyanın bir telle
birbirine bağlanması fikri kitlesel ölümle eşdeğerdir. Her biyolog en
hızlı evrimin tecrit durumdaki gruplarda olduğunu bilir. Bin tane kuşu
okyanusta bir adaya koyduğunuzda çok hızlı evrim geçirirler. On bin kuşu büyük
bir kıtaya koyduğunuzda evrimleri yavaşlar.Bizim türümüzde ise evrim çoğunlukla
davranışlarımız aracılığıyla gerçekleşir. Uyarlanmak için davranışlarımızı
yenileriz. Ve yeryüzündeki herkes, yenilenmenin sadece küçük gruplarda
gerçekleştiğini bilir. Üç kişilik bir heyet oluşturduğunuzda onlara bir şey
yaptırabilirsiniz. On kişiyle bu iş daha güçleşir. Otuz kişiyle hiçbir şey
olmaz. Otuz milyonla ise imkansız hale gelir. Bu kitlesel medyanın etkisidir ve
herhangi bir şeyin olmasını engeller. Kitlesel medya çeşitlilikleri bastırır,
her yeri aynılaştırır. Bangkok, Tokyo ya da Londra hepsi aynıdır: Bir köşede Mc
Donald’s, diğer bir köşede Benetton, yolun karşı tarafında Gap mağazası vardır.
Bölgesel farklılıklar kaybolmuştur. Kitlesel medya dünyasında zirvedeki on
kitap, on albüm, on film ve on fikir dışında her şey özürlüdür. İnsanlar yağmur
ormanlarındaki canlı türlerinin çeşitliliği kayboluyor diye kaygılanıyor. Peki
ya bizim en gerekli kaynağımız olan entellektüel çeşitliliğe ne olacak?
Entellektüel çeşitlilik, ağaçlardan daha hızlı yok oluyor. Ama onu hesaba
katmadığımız için, şimdi beş milyar insanı beraberce bir siberaleme
yerleştirmeyi planlıyoruz. Bu, türlerin tamamını donduracak. Her şey birden
bire duracak. Herkes aynı zamanda aynı şeyi düşünecek. Küresel tekdüzelik…"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder